Arş. Gör. Ahmet Faruk GÖKSÜN

Arş. Gör. Ahmet Faruk GÖKSÜN

FETVAYI KALBİNE DANIŞ AMA NE ZAMAN?

15 Kasım 2022 23:28 KİVA 607

Günlük hayatımızda fetva gerektiren birçok durumla karşılaşmaktayız. Bazı insanlar bu durumları bir bilene sorma fırsatı bulsa da bu, her zaman ve herkes için mümkün olmamaktadır.  Bu işin daha pratik bir yolu yok mudur? Peygamberimiz (s.a.v.), (استفت قلبك وإن أفتاك الناس وأفتوك) İnsanlar sana fetva verse de kalbine danış” buyurmuşken bu işi kısa yoldan kalbimize danışıp bitirmek mümkün değil midir? Bazı insanlar bu hadisi, insanların her meselede kendi kalbine danışarak fetva verebileceği şeklinde anlamakta ve buna binaen kendi istedikleri her şeyi yapabilecekleri vehmine kapılmaktadır. Eğer durum böyle olsaydı ortada alimlere, fakihlere ihtiyaç kalmaz ve herkes kendi fetvasını kendi verebilirdi. Bu ise insanlardan her birinin kendi görüşü ile amel etmesine, dolayısıyla ortada din/fıkıh diye bir şey kalmamasına sebebiyet verirdi.

Peki bu hadisi nasıl anlamalı, hangi durumda kalbimize danışmalıyız? Bu konuya geçmeden önce benzer bağlamdaki bir hadisi daha nakletmek istiyorum. Peygamberimiz (s.a.v.) iyilik ve kötülüğü/günahı şu şekilde tanımlamaktadır:  (البر حسن الخلق والإثم ما حاك في نفسك وكرهت أن يطلع عليه الناس) İyilik, güzel ahlaktır. Kötülük/günah ise nefsini tırmalayan ve insanların onu öğrenmesini istemediğin şeydir.”  Peygamberimiz (s.a.v.) burada da bir şeyin günah olmasını kişinin nefsini tırmalayıp yaptığı fiilin vicdanını rahatsız etmesine ve insanların bu fiile muttali olmasını istememesine bağlamaktadır. Bu ise şahsi bir durum olup kişiden kişiye değişmektedir. Buna binaen insanın nefsini tırmalamayan ve başkalarının öğrenmesini umursamadığı şeyler için günah değil demek mümkün müdür?

Bu iki hadisi birlikte değerlendirmeye şu noktadan başlamak mümkündür: Söz konusu hadislerde zikredilen batıl inançlara sahip olmayan, selim tabiatlı ve fıtratı bozulmamış insanlardır. Öteki türlü vicdanını susturmuş ve kalbine istediğini söyletebilen insanların her yaptığını meşru kabul etmek gerekir. Bu ise dinin ruhuna ve maksatlarına aykırıdır.

Yukarıdaki iki hadisin ortak amaçlarından biri insanların kendileri üzerinde otokontrol gerçekleştirmelerini sağlamaktır. Bir alime/hocaya sorduğunuz bir soruya olur almanıza rağmen bu durum sizin vicdanınızı rahatsız ediyor ve bu işi yaptığınızın başkaları tarafından bilinmesinden hoşnut olmuyorsanız işte orada bir sıkıntı var demektir.

İlk hadis de aynı noktaya temas etmektedir. Fetva veren kimseler size bir meselenin oluruna dair fetva vermiş olsa dahi bunu ayrıca kalbinize/vicdanınıza danışmanız öğütlenmektedir. Yoksa hadisin amacı hükmünü bilmediğiniz bir meselede yahut adem-i cevazına yönelik fetva verilmiş bir meselede kendi kalbinize/nefsinize danışarak bu işin olurunu bulmaya çalışmak değildir. Bu durum aslında takva kavramı ile de ilişkilidir. Nitekim takva sahibi olmanın bir alameti şüphe içeren şeyleri içimize sinmediği için terk etmektir. Peygamberimiz (s.a.v.) başka bir hadisinde buna temas etmekte ve şöyle demektedir: (دع ما يريبك الى ما لا يريبك) Seni şüphe veren şeyi bırak, sana şüphe vermeyene bak.” Başka bir hadisinde ise şüpheli şeyleri işleyenlerin -önünde sonunda- harama düşeceğini belirtmektedir.

Sonuç olarak şöyle demek mümkündür. Önümüze gelen meseleleri öncelikle bir bilene danışmak, ondan fetva istemek gerekir. Eğer bu istifta sonucunda hüküm olumsuz çıkarsa bu işin peşini bırakmak ve oluru için farklı kanallardan fetva aramamak daha doğru olacaktır. Bu noktada kişinin kalbine danışarak kendisine farklı bir hüküm çıkarması doğru bir tutum değildir. Hükmün olumlu olması durumunda ise hemen bu işe koyulmak yerine önce bir kalbimize sormalı, vicdanımızın sesini dinlemeliyiz. Eğer kalbimiz bu işi yaparken mutmain olmakta ve vicdanımızdan bir itiraz yükselmemekte ise o işi gönül rahatlığıyla yapmak mümkündür.

Allah bizleri rızası uğruna yaşayıp o yol üzerine canını teslim edenlerden eylesin. Her şeyin en doğrusunu bilen Allah Teâlâ’dır.

 

ARŞ. GÖR. AHMET FARUK GÖKSÜN
KOÜ İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü
İslam Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi

Yorum Ekle

İlk Yorumlayan Siz Olun!

YAZARIN SON 5 YAZISI

Tüm Yazıları
KİVA - Kocaeli İlahiyat Vakfı

Kocaeli İlahiyat Vakfına ait kurumsal bilgilere, eğitim ve araştırma projelerine, etkinliklere, güncel haber ve bilgilere ulaşın.

KİVA

Ömerağa Mah. Alemdar Cad. No:17 K:7 Küpçü İş Merkezi
İzmit / Kocaeli (İzmit)

Dernek Yazılımı: Medya İnternet™ - Dernek Sitesi Kulga © Tüm Hakları Saklıdır.